NAD veya “Nikotinamid Adenin Dinükleotit”; vücudumuzdaki hücrelerin enerjiyi üretmesine yardımcı olan, doğal olarak oluşan bir niasin enzimidir. Oksijen ve glikoz eksikliği gibi NAD eksikliği de hücreyi ölüme götürür. Yiyeceklerden aldığımız enerjiyi hücresel enerjiye dönüştürerek yapar. Laboratuvar tarafından üretilen NAD’ın hastalara doktor tarafından verilmesi birçok hastalığın tedavisine destek için umut olmuştur. Hücre enerji düzeyini arttırarak hücrenin hastalığa karşı direncini arttırır. Vücudumuzun savunma mekanizmasını olabildiğince arttırır.
NAD, ruhsal regülasyonla ilişkili bir nörotransmitter olan vücudunuzun serotonin seviyelerini arttırır ve depresyon ve anksiyete belirtilerini iyileştirebilir.
NAD, madde bağımlılığı ve bağımlılık iyileşmesi için tedavi gören bireyler için faydalıdır. Bu tedavi; istekleri ve yoksunluk belirtilerini azaltır, vücuda enerji verir ve beyin yenilenmesini hızlandırır.
Diğer işlevler arasında NAD, yaşlanmayı geciktirmede önemli bir rol oynar. NAD, hücrenin enerji üreten elamanı olan mitokondri üzerinde çalışır ve vücut yaşlandıkça kısalan, kromozomların uçlarında bulunan, koruyucu kapaklar olan telomerlerin uzunluğunu arttırır.
Vücut doğal olarak NAD üretir; fakat koenzimin genel seviyeleri zamanla azalır, bu da yaşa bağlı patolojilere yol açan hücresel değişikliklere yol açar.

* Travma sonrası stres
* Kaygı
* Depresyon
* Çeşitli nedenlerle oluşan beyin hasarı
* Alzheimer
* Parkinson
* Kanser
* Nörodejeneratif hastalıklar (ALS, beyin hücre kayıpları…vs gibi)
* Alkol ve uyuşturucu madde kullanmak
* Yaşlanma …vs
Yukarıda saydığım nedenlerle doğal NAD miktarını azalır. Bu durumda vücudumuz yeterince enerji üretemez ve hastalıklar ve NAD eksikliği hücreleri tahrip etmeye başlar.